Krizin kaynağı Erdoğan

Dolmabahçe açıklaması sonrasında süreçte gelinen noktayı kasıtlı olarak yok sayarak provokasyon ve gerginlik politikası izleyen Erdoğan, bugüne kadarki tüm kazanımları başa sardı. Erdoğan, seçim öncesi politik hesaplarla TSK ile izdivaç tazelerken, AKP krizini büyütüyor ve ateşle oynuyor

MUTABAKATA VARILMIŞTI

İzleme Kurulu, müzakerelerin başlaması ve kongre toplanması konusunda mutabakata varıldığını ancak Erdoğan’ın uzlaşılmış konuları yeniden tartışmaya açtığını vurgulayan HDP Eşbaşkanı Demirtaş, “Süreçte değil AKP’de kriz var. Birbirlerine girmiş olmaları süreci olumlu etkilemiyor” dedi.

SÜRECİN DOĞASI BELLİ

‘İzleme heyeti ve Hakikatler Komisyonu barış için olmazsa olmazdır’ sözlerini tekrarlayan Demirtaş, “Helva yapmak için şeker, un, yağ gereklidir. Un olmadan helva yapmaya kalkarsanız onun adı helva olmaz. Dolayısıyla bu sürecin doğası gereği olması gereken bir şeydir” dedi.

Uzlaşılmıştı, Erdoğan başa sardı

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gündemdeki gelişmelere ilişkin Al Jazeera’nin sorularını yanıtladı. Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında krize neden olan İzleme Heyeti’ne ilişkin Demirtaş, “İşin doğrusu sayın Cumhurbaşkanı’nın son açıklamalarına kadar İzleme Kurulu, müzakerelerin başlaması ve kongre toplanması konusunda bir tereddüt yoktu. İzleme Kurulu, müzakerelerin başlaması ve kongre toplanması konusunda HDP-Kandil-İmralı ile Devlet arasında bir mutabakat vardı ama şimdi muğlak bir durum var” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tamamen uzlaşılmış konularda yeniden tartışma başlattığını vurgulayan Demirtaş, “Bülent Arınç, ‘İzleme Kurulu gereklidir, olumlu görüyoruz. Faydalı görüyoruz’ dedi bunun için. Hükümet alınan kararlara, mutabakata sadık kalır, adaya gönderir ve müzakereler başlarsa önceki mutabakatlar ne idiyse, yani ‘tartışma olacak 10 madde üzerinde, sonra da kongre toplanma çağrısı ve kongre olacak vs’, o zaman bütün bu süreç kaldığı yerden devam eder. Ama etmezse ne olur, bunu ben kestiremiyorum” diye konuştu.

Süreci yaymak riskli

“İzleme Heyeti ve Hakikatler Komisyonu barış için olmazsa olmazdır” sözlerini tekrarlayan Demirtaş, “Bu HDP’nin ortaya koyduğu bir şart değil. Bu müzakere süreçlerinin olmazsa olmaz unsurlarındandır. Yani helva yapmak için şeker, un, yağ gereklidir. Un olmadan helva yapmaya kalkarsanız onun adı helva olmaz. İzleme heyeti de müzakereler için böyle bir şeydir. Dolayısıyla bu HDP’nin ortaya attığı bir şart değil. Öcalan’ın ortaya attığı bir olmazsa olmaz şart değil. Sürecin doğası gereği olması gereken bir şey. Şimdi Hükümet bunu yapmazsa başka bir çare düşünülmesi lazım. Yoksa öyle sadece istihbarat örgütüyle Öcalan arasındaki bir görüşme trafiğinden kalıcı sonuca gitmek çok kolay bir iş değil diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. Sürecin zamana yayılmasının büyük riskleri beraberinde getireceğine dikkat çeken Demirtaş, “Ne kadar hızlı yürütülürse o kadar faydalı olur. Bölgede bir sürü çatışma var, savaş var. Bunlar yeni güç dengeleri yaratıyor. Bunların hepsi giderek Kürt sorununun çözümünü Türkiye için de zorlaştırabilir” dedi.

Süreçte değil AKP’de kriz var

Gelinen aşamada taraflar arasında bir krizin olmadığını ancak taraflardan birinin kendi içerisinde kriz yaşadığının altını çizen Demirtaş, “Süreci yürüten AKP’nin içinde kriz var. Bu kriz süreci olumsuz etkiler mi? Bunu önümüzdeki haftalarda, işleyişte göreceğiz. İzleme Kurulu hayata geçmezse, İmralı’ya gidişler durursa o zaman süreci işletmek zor olur tabii ki. AKP’nin iç krizi sürece zarar vermiş olur, sürecin durmasına yol açmış olur. Bu kendi içlerinde çözmeleri gereken bir mevzu. Onların çok başlılığı, birbirlerine girmiş olmaları süreci olumlu etkilemiyor. Yoksa ‘Dondu mu, devam edecek mi?’ bunlar şu aşamada net olarak ifade edebileceğimiz bir durum değil” diye konuştu.

Eleştirmekten geri durmayız

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “Demirtaş ve Kandil’in açıklamaları süreci zehirliyor” açıklamalarına da tepki gösteren Demirtaş, “Recep Tayyip Erdoğan eleştirildiği zaman süreç zarar görüyor deniliyorsa bu bizim problemimiz değil, onların problemi. Biz sürece zarar vermek için bunu yapmıyoruz. Tam tersine yapılan hataları eleştirmek muhalefet olarak bizim görevimizdir. Yanlış yaptıkça her hatasını eleştirmekten asla geri durmayacağız” dedi.